25 Kasım 2020 Çarşamba

Mutluluk Bedeli Kaç Paradır Derlerse

  

    Mutluluğa bedel biçilir mi? Bir mutluluk kaç para? Mutlu olmak için bütçe ayrılmalı mıdır? Bu sorular ne kadar abes sorular değil mi? 

    "Mutluluğun bedeli mi olur canım!" dersiniz muhtemelen. Evet mutluluğun bedeli 10 Lira. Neresinden bakarsanız bakın 10 lira. Yani bir insanı mutlu etmek o kadar da para ya da lüks bir hediye gerektirmiyor. 

    Bu yazıyı bugün yazmamın "ÖZEL" bir sebebi var. Dün yani 25 Kasım 2020 Çarşamba Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü idi. Maalesef üzülerek yazıyorum ki; sadece bu özel günlerde insanlar bu olguları hatırlıyor ve tepki koyuyor sosyalleşmek adına. Bundan 10 gün sonra tabi ki unutacak günlük yaşantısına devam edecek ve bu konuda tepkisi sadece "Yazık." olacak.

    Ne kadar sinir bozucu bir durum değil mi?

    "Evet de; işi gücü bırakıp her gün tepki vermekle uğraşılmaz." düşüncesi de maalesef hakim. 

    Kadın&Erkek eşitliği bir kenara dursun her şeyden önce iki bireyin kavgasından bahsediyoruz. Ne kadar iğrenç bir durum. 21.yüzyılda herkesin hümanistik nara atıp şiddet karşıtı eylemlere karşıymış gibi durup, gerçekte sadece cep telefonlarıyla görüntülemekle yetinip haber kanallarında ücret karşılığı(!) gönderilmektedir. Aşağıya yılbaşından düne yani 25 Kasım'a kadar olan kadına yönelik şiddet rakamlarını paylaşacağım. Durumun vahameti her geçen gün artmakta ve maalesef bir çok dosya da sümen altı olmakta. 

Bu korkunç rakamlar karşısında her geçen gün kayıtlara geçmeyen bir çok veri de vardır tabi ki...

Şiddet sadece kadına yönelik olanı değil her iki cins içinde geçerlidir yani her türlüsü kötüdür. Toplum birliğini temelden sarsacak güçtedir. Şiddetin kadını erkeği olmaz. Ancak kadınların kendilerini savunma mekanizmaları erkeğe nazaran daha az olduğundan ve özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde kadınların ikinci sınıf muamele görmesi bu mekanizmayı daha güçsüzleştirmiştir. 

    Kanayan diğer yaramız sadece kadın cinayetleri değil.  Şiddet gören toplum ahlakımızda var. Maalesef genç kızlarımız çok çabucak evlerinden kaçıp pislik yuvalarına düşebiliyor. Yanlış anlaşılma olmasın kızı kaçtı diye sahip çıkmayan aileler de yok değil. 
Detaylandıralım; şu veya bu sebepten dolayı evden kaçan kız çocuğu X kişisiyle sosyal medyadan tanışıp konuşup anlaşıp evinden kaçıp uyuşturucu batağına veya tabirini satır içine dahi almaktan utandığım yerlerde çalıştırılabiliyor ki bir çok kez bu çetelerle alakalı haber yapıldı ulusal medyada...
    
    +1 olarak ekleyeceğim bir diğer konu ise varlıklı bir aileye kaçan kız ailesinin bu duruma mal varlığından dolayı göz yumması ve şiddetin kaçınılmaz olduğu bir evlilik hayatında kızın ölüm ya da hastanelik haberi gelene kadar ses çıkartmamaları ve ailelerin birbirlerine karşı düşmanlıkları ve sonunda da maalesef paranın galip gelmesiyle sonuçlandığına da şahit olduk.

    Yazı başında dediğim gibi şiddetin her türlüsüne karşıyım. Ancak kadına şiddete kesinlikle karşıyım. Çünkü hem manevi hem de vicdani boyutu çok önemli. Hak olan 4 temel dinde de "KADIN KUTSALDIR." der. Her kadın bir annedir, bir çocuktur, bir babadır. Erkeklik; kadını dövmek değil, kadını sadece cinsel bir obje olarak görmek değil, ona eş, kardeş sırdaş, arkadaş, baba olarak sahip olmaktır. Gerçek delikanlılık budur. 

    Ve son cümle kadını mutlu etmenin bedeli ona alacağınız 10 liralık bir çiçekte saklıdır. Deneyin görün gözlerinde ki ışığı, mutluluğu...

    Şiddetsiz bir dünya temennisiyle bir sonra ki yazıda görüşene dek hoşça kalın...