14 Haziran 2020 Pazar

EMOLARDAN KEKOLARA

 

"Asqım kaybime geliyoy oklay"

"Ailene kafa tutup odana çekil"

"Seni çok sefiyoyum bebekim pay pay"

    2000 yılı başlarında akım olarak başlayıp, özentilerle devam edin tüm dünya genelinde görülen bir akım "EMO".

    Kültür ve örf ve ananelerden uzak yaşayan, ruhsal anlamda çöküntü yaşayıp bu akıma kapılan yüz binlerce genç kardeşimiz vardı zamanında. Kendilerini "Duygusal Genç" olarak adlandırıp bir çoğunun uyuşturucu vb.  maddeler kullandığı bilinir. Bir ara ülkemizde bu akıma kapılan kızlarımız ailelerinden çok "EMO" kardeşinde kalıp, oluşturdukları gruplarla birlikte yaşıyordu. Yaş aralığı 18-25 arası değişiyordu ve makyajlarda cinsiyet farketmeksizin siyah ve mor renkler tercih edilirdi. Aile ilişkileri yok, dinle bağlantıları yok, siyasetten uzak, kimseyi takmaz, asi yapıları vardı bu ÖZENTİ gençlerin.

  Tarz olarak:

    Erkeklerde saçların bir kısmı dik bir kısmı göz üstüne indirilmiş keskin ve sivri taranmış, uzun ense veya ense kökünden sırt bölgesine uzanan ince bir şekil verilirdi. Kıyafetlerde ise ayakkabı "Convers", düşük bel pantolon, siyah renk ağırlıklı uzun tişört ve üzerine giyilen yırtık ve paspal görünen kot yelek  tercih edilirdi. Erkekler için kollarda dövme, KESİK (diğer adıyla faça) olmazsa olmazlardandı. Gözler tercihe bağlı olarak sürme çekilmiş gibi kalemle boyanırdı. (Şekil-1 bknz.)

Şekil-1

    Kızlar da ise;özellikle dudaklarda ve gözlerde ağır makyajlar yapılır. Dudaklar koyu kırmızı veya sade, gözlerde ise yine koyu tonlarda yapılan makyaj dikkat çekiyor. Dövme kızlar içinde olmazsa olmaz. Saçlarda rengarenk boyalar, cicili bicili tokalar vs kullanılır kaşlarda da hafif renkli tonlarda boyamalar yapılırdı. Kıyafet olarak yine genel anlamda koyu tonlar seçilir kesik kesik pantolonlar ya da kısa etek altında yeni desenli yırtık pırtık çoraplar giyerlerdi. (Şekil-2 bknz.)
Şekil-2

    Müzik tarzlarında ise genel olarak yabancı müzik dinliyorlar. Tokio Hotel, Avril Lavigne, Good Charlotte, My Chemical, Skillet, Slipknot, Bullet for Valentine gibi grup ve sanatçılar gözdeleri. Duman, Hayko Cepkin ve Şebnem Ferah da emolar tarafından sevilen yerli sanatçılar arasında sayılıyor.
    
    PEKİ YA BUGÜN?

    Bu duygusal ve asi gençler neredeler? Kayıp mı oldular? Soruların cevabı, "Hayır". O grupların bir çoğu özenti olduklarından yeni akımlara kapılarak kendi kişiliklerini oluşturmadan yaşayıp gidiyorlar. 
Peki bu tipitiplerin yerini kim aldı. Esas sorun bu özbenliğini kaybetmiş arkadaşlar yerlerini günümüzün pislikleri "KEKO" tabir edilen sokak serserilerine bırakmıştır ne yazık ki! Bu grupların bir çoğu "EMO" lara göre çok farklı bir yaşam tarzları var. EMO gençler daha sakin olmasına karşın KEKO grupları bir o kadar asi ve kavgacılar ve her yerdeler. 


    Maalesef üzülerek söylüyorum ki bu gençlerin çoğusu esrar eroin gibi uyuşturucu maddelerin bağımlısı olarak yaşıyor ve bu maddelerin etkisi altında yaşadıklarından çoğusu çöp konteynerları, metruk binalar da yok olup gidiyorlar. Bu gençler için açıkçası üzülmüyorum. Çünkü kendilerini daha temiz ve düzgün işlerle meşgul etmek yerine pislik içinde yaşayıp, kavga edip, haraç, gasp, kapkaç, uyuşturucu madde satmak gibi pis işlerle uğraşarak mafya özentisi ile yaşayıp sonrasında da su testisi su yolunda misali geberip gidiyorlar! Ve bu özenti gençlerin çoğusu tanınma, farklılık, kabadayılık özentisi ile gitgide sayıları artıyor. Sorumsuz aileler bu çocukların böyle olmasında ki en büyük sebeptir. Çünkü kendini yetiştirmemiş bir ebeveynler, sadece çocuk yapıp o çocuk için gelecek hazırlamıyorlar. Aklına hemen, "İyi de para yok arkadaş! Kim ister  çocuğu bu durumda olsun!" gibi düşünceler gelebilir ki sakın gelmesin! Çünkü çocuk yetiştirmek sadece maddi olarak değil manevi bağlılıktan, sevgiden hatta göreceli sevgiden geçer. Sen evladına doğduktan sonra ne kadar sevgi ve şefkat gösterirsen o sana o kadar bağlı olur. Uyuşturucu değil, bağımlısı sen olursun. E istisnası yok mu? Tabi ki var. Nice anne- baba çocuklarına hem maddi hem manevi olarak tatmin edip yetiştirse de maalesef özenti olayı devreye girip o çocuğu bu çöplüğe çekiyor. 
 
    
    Görselde ki tiplere dikkat edin! Tip diyorum, çünkü zararın neresinden dönersen kardır misali bu tarzdan kurtulmak normal insan statüsüne çıkmak kendi tercihleridir ve ona göre hayatlarına yön verebilirler. "Arkadaş geçmişte ne yaşadığını biliyor musun ki böyle atıp tutuyorsun? " diye savunma moduna geçecek okurlarım olacaktır ki hiç böyle bir şeye kalkışma sayın okur; çünkü yaradan herkese akıl verdi kullanmayı sana bıraktı bunu unutma. Nasıl ki sen akılcı davranışla bu yazının bu satırana kadar geldiysen "keko" arkadaşta normal insan statüsüne dönüp okuyabilir. Kavga edip, müstehcen şeyler izleyip, milletin namusuna laf atmaktan fırsat bulup okuyabilirse tabi.

    KEKO diyince akla sadece erkekler gelmesin. Tıpkı EMO gruplarında olduğu gibi bu tiplerin de cinsiyet ayrımı yok. Emo grupları daha yumuşak ve sakin konuşurken, keko gruplarında bu durum tam tersine dönerek daha yüksek ve küfürlü sözler geçer her konuşmada. Yazık.


    Emo ile Keko arasında nasıl bir bağlantı var? Keko grupları, Emo gruplarının mutasyon geçirmiş halidir. Çünkü işin temelinde aileden kopukluk, farkındalık yaratmak düşüncesi, özenti, kötü arkadaş çevresi gibi sebepler başı çekmekte ve her iki grup içinde  ortak noktadır.

    Sıkılmadan bu satıra kadar geldiysen okur bilmeni isterim ki bu akımlar temelinde ailenin vereceği eğitim geçmektedir. Bir sonra ki yazıda görüşmek üzere.


4 Haziran 2020 Perşembe

Ne Oldun!




        Ne oldun?
        
        Para, mal, mülk elbette ki önemli. Hele ki bu zamanda yaşam idame ettirmek için çok önemli. Ancak şaşırmamak lazım, şaşırtmamak lazım... Ruhunuzu, benliğinizi maddiyata müptela etmemek lazım ki 21 yy. da en çok bağımlılık yapan olgulardan biri de maalesef ki para, pul! 
           
        Değişmemeli insan; aslını geldiği yer ve konumu bilmeli para pula kula vursan bile değişmemelisin. Maddi anlamda, dün ki hali ile bugün ki hali arasında fark olan çok iyi tanıdığım insanlar var. Gerek milletvekili adaylığına soyunup, prim yapıp, belirli bir kitle edindikten sonra dün aynı masada çay içtiğin insanlara dirsek dayarsan kusura bakma karakter yapısının bir köşesinde sorun var demektir. Nitekim farklı bir örnekle devam edelim, yine aynı şekilde dün menfaatlerin için üst ve orta düzeyde gelirli insanlar ile ikili ilişkiler kurmak için kendini ayaklar altına sererken dirhemlerin fazlalaştığı zaman tepeden bakmaya başladığında yine karakterinin bir yerlerinde sorun var demektir. 

        
Bu görsel alıntıdır.

        Üzücü bir durum bu aslında okuyucu! Kişilik oluşumu esnasında bilinç altında yaşanan bazı yıkımlar bunun temelinde olabileceği gibi yaşam idamesi esnasında özenti veya ezilmişlik duygusuyla da bağlantılı olabilir. Ünlü psikologların bu konular hakkında ciddi görüş ve kitapları oldukça fazladır. Kitap tavsiye etmem ki sevmem bu işi. Ben nasıl ki kendim araştırıp, okuyup ve yorumluyorsam bunu kıymetli okuyucu sende yapabilirsin. Okumak ve araştırmaktan zarar gelmez. Okuduklarınla yaşayıp hayatına uygularsan ki bunu yapan çok ciddi isimler (Bill Gates, Elon Musk herkesçe bilinen isimlerdir)
sende bu şekilde bir ihtimal köşeyi dönebilirsin. Kim bilir belki de tam tersi de olabilir. Benim gibi askeri ücrete tabii olarak bloglar da düşüncelerini de paylaşabilirsin.
        Eklemeden geçemeyeceğim okuyucu; bir takım kitler de var ki aslında cahil, eğitim seviyesi düşük olup senden bir takım bilgiler edindikten sonra sana yine dirsek dayan, selamını dahi almamak için bir takım çabalara giren insanlar da yok değil. Bu tip insanlar kendilerini belli eder. Hareketler, mimikler, konuşmalar açık bir şekilde niyetini anlatır. Dikkatli olmak lazım.  

Elbette ki hayat yarışında herkes aynı kulvarda olmayabilir. Bu da bir nevi yaradanın bizler için imtahanıdır. Ama bu imtihan da başarılı olmak insanın kendi elinde olan bir durumdur. Çalışmak önemli tabi geceli gündüzlü çalışmak önemli ama bu sizin insanlıktan çıkmanıza ve geldiğiniz yeri unutmanıza gerekçe değil. Psikolog abiler bu duruma kişilik sapması gibi janjanlı bir ifade kullanıyorlardı galiba çok anımsayamadım şimdi. Bana göre sorun tam olarakta burda. Kişilik sapma dalgası. Bu öyle anlık oluşan bir sorun değil. Temelinde ezilmişlik ve kıskançlık, kazanma hırsı yatıyor. Temelden gelişime kadar olan süreçte bastırılmış duyguların ortaya çıkmasına bağlı olarak yaşanan sorunlara istinaden hayat idamesinde elde edilen gelir seviyesinin ortalamanın üstüne çıkması durumunda bilinç altında ezme, hakir görme , ne oldum delisi olarak ortaya çıkmakta ve sonra ki süreçte görgüsüzlük ve haksızlık yapmaya, hatta hak yeme boyutuna kadar  ilerleyebilir.

        Okuyucu bu konular derin boğulma diye diyorum; yardımcı olup ufkunu açtığın insan, yarın öbür gün sana dirsek dayarsa ki %90 yapacaktır; yapacağın tek şey var o kişiye selam vermemek ve almamaktır. Çünkü tekrar sıkıntı yaşarsa geleceği ilk kişi yine sen olacaksın. 

        Sözün özü geçmişinde; bal yiyen bal ikram eder, bok yiyen bok ikram eder...